Haber

Tunç Soyer’den Döviz Kuru Yanıtı: “4 Yılda 90 Milyon Euro Borç Ödemesi Yaptık. Ödedik, Borcumuz Büyüyor”

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Kent Gündemi Değerlendirme ve Bilgilendirme Toplantısında; “İzmir Büyükşehir Belediyesi bu 4 buçuk yılda borcunu fiilen azalttı. Gelin görün ki hikaye bu değil, borcumuz 4 kat artmış görünüyor. Döviz kurunu biz belirlemiyoruz. Yaptığımız doğru kalmaktır. borcumuza öderiz, borcumuzu ödemeye çalışırız ama biz borcumuzu öderiz.” Neden dışarıdan borçlanıyoruz? Çünkü Hazine’den aldığımız payla İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin bütün bütçesi oluşuyor ve biz bütün yatırımlarımızı onunla yapıyoruz ama devletimiz bunların hiçbirine yatırım yapmıyor, raylı sistem yatırımları, arıtma tesisi yatırımları, içme suyu olsun. Ya da altyapı yatırımlarına gideriz, para buluruz, borç buluruz, finansman kaynağı yaratırız, yaparız” dedi.

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Kent Gündemi Değerlendirme ve Bilgilendirme Toplantısı’nda kentin sorunlarına ilişkin açıklamalarda bulundu. Soyer’in açıklamaları şöyle:

“İki buçuk ay önce Türkiye’yi pembe rüyalara sürükleyen güzel bir haber vardı; Gabar petrolü, Doğu Karadeniz doğalgazı. ‘Bunlar bu ülkede ne güzel’ dediğimizde o pembe rüyalar kabusa döndü. bu gerçekten içimizi sulandırıyor.Bir ay sonra millet yüzde 80’in üzerinde akaryakıt zammı ile karşı karşıya kaldı.Şimdi bu CHP ne olacak diyen bu vatandaşa ne olacak demiyor. Gerçekten bu çok garip bir tablo, anlamak mümkün değil, anlamak çok zor.” Neticede bu millet çok önemli bir ekonomik krizle karşı karşıya, sadece İzmirli değil, tüm Türkiye çok büyük bir krizle karşı karşıya. ciddi bir tablo ve tırmanmaya devam edecek gibi görünüyor.

“90 MİLYON EURO BORÇ ÖDEME YAPTIK. ÖDEDİK, BORCUMUZ BÜYÜYOR”

2019 yılında göreve geldiğimizde İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin 650 milyon euro civarında borç stoku var. Bu 4 yılın sonunda 550 küsur milyon avroya indirdik, yani 90 milyon avro borç ödemesi yaptık. Yani İzmir Büyükşehir Belediyesi fiilen bu 4 buçuk yılda borcunu azalttı. Bakalım hikaye böyle değil, borcumuz 4 kat artmış gibi görünüyor. Döviz kurunu biz belirlemiyoruz. Bizim işimiz borcumuza sadık kalmak ve ödemeye çalışmak. Ama biz ödüyoruz, borcumuz artıyor. Neden yurtdışından borç alıyoruz? Çünkü Hazine’den aldığımız pay ile tüm İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin bütçesi oluşuyor ve biz tüm yatırımlarımızı onunla yapıyoruz. Ama ne raylı sistem yatırımları olsun, ne arıtma tesisi yatırımları olsun, ister içme suyu olsun, ister altyapı yatırımları olsun, bunların hiçbirinde devletimiz müdahil değil.

“İZMİR BUCA METROSU İLE VATANDAŞIN CEBİNDEN PARA KAZANMADAN BÜYÜK BİR YATIRIM KAZANDIRDI”

Halkapınar-Otogar metrosu 7 yıl önce Cumhurbaşkanlığı Yatırım Planı’na alındı ​​ama 7-8 yıldır atıkla geçiliyor. İzmir’de hükümetin, Ulaştırma Bakanlığının tek metre metro tüneli yok. İzmirliler ne yapacak, bu modern ulaşım aracından mahrum mu kalacak? Gidiyoruz, para buluyoruz, borç buluyoruz, finansman kaynağı oluşturuyoruz, yapıyoruz. Buca metrosu sadece İzmir tarihinin değil, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin de en büyük kamu yatırımlarından biri ve en karlı yatırımlardan biri. İnşaatı 4 yıllık ödemesiz dönemde bitirdiğimiz için geri kalan sürede fiilen devreye alınan sistem kendini amorti ediyor. Devletin, belediyenin, vatandaşın cebinden para çıkmadan İzmir böylesine büyük bir yatırımı kazandı. Bunca ekonomik krizde ‘Acaba Buca metrosunun parası ne olacak’ diye sormakta acele etmiyoruz. Kurduğumuz konsorsiyumla o meblağ ödeniyor, hak edişlerle iş devam ettikçe müteahhit ve firma parayı alıyor. Ancak Narlıdere metrosunda durum böyle değil. 30 milyon Euro’luk son dilimimiz var. Mart ayında bu para geldi, bize havale etmemiz gerekiyor, onlar yapmıyor. Kefalet istemiyoruz, teminat istemiyoruz, taahhüt istemiyoruz. Esasen bankanın yatırım programında olan bir projeyi tamamlamaya hak kazandığımız bir meblağı bize gönderdi, “Devlet bize de iletmek zorunda. İletmiyor, talep ediyoruz, cevap yok. En son sorduk. Meclis toplantısında Adalet ve Kalkınma Partisi Meclis üyesi arkadaşlarımdan, ‘Beni Ankara’ya götürün, beraber gidelim. Şu Maliye Bakanına, Çevre Bakanlığına hep birlikte. Gidelim, taleplerimizi anlatalım.’ ‘Tabii tabii’ dediler. Bugünkü prestijiyle artık geri dönüş yok, asla şikayet etmem, çünkü biz bu hikayeyi yaşatmaya devam edeceğiz, bu işi yapmaya devam edeceğiz.

İzmir Büyükşehir Belediyesi tüm bu koşullarda, bu yangın ortamında, bunca ekonomik krizde, kurların yükselişinde, yüksek enflasyonda, yüksek hayat pahalılığında borcuna sadık, dimdik ayakta duran ve devamını getirecek bir kurumdur. tüm bu yatırımların Tüm engellemelere rağmen dimdik ayaktayız, İzmirlilere en kaliteli hizmeti vermeye devam ediyoruz.

“HARMANDALI’DAKİ PEYZAJ RİSKİ, JEOLOJİK DÖNEMLERE GİDEN BİR KİTLE HAREKETİNİN SONUCUDUR”

İzmir Büyükşehir Belediyesi ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı 2018 yılı öncesi 5 noktada atık bertaraf tesisi kurulması konusunda anlaşmaya vardı. Bunlar; Bergama, Ödemiş, Urla, Menderes ve Çiğli-Harmandalı. Bu 5 noktada tesislerin kurulması konusunda anlaşmaya varırlar. Çünkü vahşi depolama alanı olarak da adlandırılan Harmandalı’da o güne kadar var olan bölgede sadece 9 mahallenin çöpü alınıyor. Daha sonra değişen mevzuatla İzmir 30 ilçeye ulaşıyor ve bu 30 ilçenin atıklarının İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından bertaraf edilmesi bekleniyor. Bu nedenle sadece Harmandalı’nın yetmeyeceği, diğer 4 noktada da bu tesislerin yapılması kararlaştırıldı. Bu arada talep edilen ancak reddedilen bazı girişimleri tarihsel olarak hatırlatmak gerekiyor. 2007 yılında Torbalı-Uyuzdere düzenli depolama talebi MTA tarafından reddedilmiştir. 2012 yılında, Torbalı-Taşkesik düzenli depolama talebi, dönemin Orman Bakanı tarafından reddedilmiştir. Peki 2018 bu 5 noktada atık bertaraf tesisi kurmak için anlaşma sağlandıktan sonra ne oldu? Menderes’te, Urla’da, Bergama’da, Ödemiş’te neler oldu? Çiğli’ye bağlı Harmandalı’da biyometanizasyon adı verilen yöntemle çok sağlıklı bir atık bertaraf süreci başlatıldı. Elde edilen elektrikle hem büyükşehir belediyesi önemli gelir elde ediyor hem de bölgede 90-100 bin hanenin elektriğini karşılayacak elektrik üretimi çöpe konu oluyor. Ancak bölgede heyelan tehdidi de var. Nitekim İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin muhtemelen Türkiye’deki en önemli uzmanlarından biriyle protokol yapılarak bölgedeki heyelanın incelenmesini talep ediyoruz ve bu soruşturma devam ediyor. Ön raporların sonucu bu heyelanın oradaki arıtma tesisinden dolayı meydana gelen bir şey olmadığı, çok daha eskilere, çok daha eski jeolojik devirlere giden bir kütlenin hareketi olduğu ama bu bilgi bizim pes etmemize yetti. orada ve dolayısıyla bir yandan o bilimsel çalışmaya devam ederken, Harmandalı’dan ayrılma kararı aldık.

“İTFAİYECİ MAAŞINI BİZ VERİYORUZ, İZMİR’İN İHTİYACI VAR”

Norm ekip yönetmeliğine göre nüfusumuzdan dolayı 1.540 itfaiyeci çalıştırmamız gerekiyor. Peki, mevcut itfaiye teşkilatımızda kaç kişi var? 684. Ortadaki fark kaç kişidir? 856 memur ve itfaiyeci istihdam etmemiz gerekiyor. Anayasa’ya göre bu hak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na verilmiştir. Kendilerinden talep ediyoruz bir senedir kadro açmıyorlar. Sen neden açmıyorsun? İtfaiyeci maaşını biz ödüyoruz. İzmir’in ihtiyacı var, kuralı hükümet olarak siz koyun. Kaldı ki merkezi sınavla zaten kendi taraftarımızı bulma arayışı içinde değiliz.

Engelli vatandaşlarımızın engellilerle yapacakları çalışmalarda kullanmaları için ad, soyad ve iletişim bilgilerini istiyoruz. Hükümette çünkü bu, bakanlıkta yok. 100 tane elektrikli otobüs alacağız yazımıza cevap vermiyorlar. Fransız Kalkınma Ajansı’ndan kaynak bulduk, sadece yatırım planının alınması için izin vermeleri gerekiyor, yok. 6 adet elektrikli yolcu gemisi alacağız. Fizibilitesi tamamlandı, kaynağını bulduk, yatırım planı alınmalı, yok. İlkokul çocuklarının beslenme çantalarında 20 gram fındık, 50 gram kuru üzüm bulunur. TARİŞ ile anlaştık, kooperatiften alacağız. Her çocuğumuzun çantasına 20 gram fındık, 50 gram kuru üzüm koyacağız. Biz hallederiz. Bir yıldan fazla oldu, izin vermiyorlar. Neden çocuklara fındık ve üzüm vermiyorsun?”

Soyer, açıklamalarının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Büyükşehir belediyesi ile AKP’li İzmir milletvekillerinin kent meselelerinde ortak çalışmasıyla ilgili soruya Soyer, şöyle yanıt verdi:

“Sonuçta onlar da İzmir’in milletvekili. İzmir’le ilgili yeterince şey yapmak istemeleri lazım. Mutlaka herkes İzmir’den korkar, dertleri vardır ve birlikte bir şeyler yapmak isterler. Ben burada ümidimi kesmem adettendir. Buna hazırız ve açığız.Birlikte yürüyoruz.Akbelen’de bir felaket oluyor.Bu sırada hepimiz üzgünüz,ormanlar yanıyor.Akbelen’de orman katlediliyor ve neden?Kömür madeni kurulsun diye.Bu Bana tutulma gibi geliyor. Çöp öğütme tesisine çevreye zarar verir diye izin vermiyorsunuz. Bütün bunlar akılcı değil.”

haber-cigli.com.tr

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu